DÜNYA HERKESİN VE HER KESİMİN BULUŞUP BIR ARAYA GELEREK, AHİRETTE DE BERABER OLACAĞI BİR YERDİR .
DÜNYA HERKESİN VE HER KESİMİN BULUŞUP BIR ARAYA GELEREK, AHİRETTE DE BERABER OLACAĞI BİR YERDİR . [1]
DÜNYA HERKESİN VE HER KESİMİN BULUŞUP BIR ARAYA GELEREK, AHİRETTE DE BERABER OLACAĞI BİR YERDİR. NEMRUD VE NEMRUTCUKLARLA, HZ. İBRAHİM VE SEVENLERİNİN AYRILDIĞI VE AYRIŞTIĞI BİR YERDİR.
Dünya: Birlikte Yaşanan, Ama Ahirette Ayrışılan Bir Diyâr
Dünya, tüm insanlığın buluştuğu, farklı inançların, ideolojilerin, iyilik ve kötülüğün iç içe olduğu bir sahnedir. Bu sahnede herkes bir arada yaşar, nefes alır, aynı güneşi paylaşır. Ancak, asıl ayrışma ahirette olacaktır. Çünkü dünya, Nemrut ve Nemrutçuklarla, Hz. İbrahim ve sevenlerinin yollarının ayrıştığı bir sınav yeridir.
1. Dünya: Herkesin Birlikte Olduğu Bir Sınav Alanı
Dünya, sadece müminlerin veya sadece zalimlerin yaşadığı bir yer değildir. İyilik ve kötülük, adalet ve zulüm, iman ve inkâr her zaman iç içe olmuştur.
Hz. Musa ile Firavun aynı dönemde yaşadı. Ama biri zalimliğiyle anıldı, diğeri peygamberliğiyle…
Hz. İbrahim ile Nemrut aynı dünyada yaşadı. Ama biri ateşin içinde serinliğe kavuştu, diğeri kendisini ilah ilan edip helak oldu.
Peygamber Efendimiz (sav) ile Ebu Cehil aynı şehirde yaşadı. Ama biri âlemlere rahmet oldu, diğeri adını bile kötü bir unvan olarak bıraktı.
Bu, dünyanın değişmez hakikatidir. Herkes bir arada yaşar, ama herkes aynı kaderi paylaşmaz. Çünkü dünya, herkesin sınandığı bir yerdir.
2. Nemrut ve Nemrutçuklar: Zulmün ve Kibirin Temsilcileri
Nemrut, sadece bir şahıs değil, tarih boyunca süregelen kibirli, zalim, Allah’ı unutmuş güçlerin bir sembolüdür. Nemrut’un yolunda gidenler, hakikati çarpıtan, kendilerini ilah gibi gören, zulümle hükmeden ve insanları köleleştiren anlayışın temsilcileridir.
Bugünün Nemrutçukları, hakikati susturmaya çalışıyor.
Adalet yerine zulmü, merhamet yerine hırsı yüceltiyor.
İnsanların gönüllerini, mallarını ve özgürlüklerini sömürerek kendilerini “güçlü” sanıyorlar.
Ama unutulmamalıdır ki: Nemrut’un saltanatı ateşte sona erdi. Firavun, denizde boğuldu. Zalimler, daima bir sonla karşılaştılar.
3. Hz. İbrahim ve Sevenleri: Hakikatin Yolcuları
Hz. İbrahim, tevhidi savunan, zulme boyun eğmeyen, Nemrut’un karşısında tek başına bile olsa dimdik duran bir iman timsalidir. Onun yolunda olanlar:
Hakkın yanında dururlar, zulme rıza göstermezler.
Allah’a dayanır, dünyayı asıl yurt olarak görmezler.
Zalimin tahtı sarsılsa bile, sabır ve dua ile mücadele ederler.
Hz. İbrahim’in ateşe atılmasına rağmen yanmaması, bize şu hakikati gösterir: Zalimler ne kadar güçlü olursa olsun, Allah dilediğinde ateşi bile serin kılar.
4. Ahiret: Asıl Ayrışmanın Yaşanacağı Yer
Dünya, Nemrut ile İbrahim’in, Firavun ile Musa’nın, hak ile batılın aynı atmosferde nefes aldığı yerdir. Ama ahiret, asıl hesap günüdür.
Zalimler, güçlerini kaybedip hesap verecek.
Mazlumlar, sabırlarının karşılığını alacak.
İyiler ve kötüler, bir daha bir araya gelmemek üzere ayrılacak.
Dünya, bir imtihan meydanı; ahiret ise nihai duraktır. Bu dünyada kimin yanında durduğumuz, ahirette nerede olacağımızı belirleyecektir.
Sonuç: Kimin Yanında Yer Alacağız?
Dünya, herkesin aynı sofraya oturduğu, aynı yağmurla ıslandığı, aynı güneşle aydınlandığı bir yerdir. Ama asıl önemli olan, kimin tarafında durduğumuzdur.
Nemrut’un mu, İbrahim’in mi?
Firavun’un mu, Musa’nın mı?
Zulmün mü, adaletin mi?
Bu dünya, herkesin aynı kaderi paylaşacağı bir yer değil. Bugün iç içe yaşasak da, ahirette yollarımız ayrılacak.
Hangi yolda yürüdüğümüz, nerede durduğumuz ve kimlerle beraber olduğumuz, sonsuz yurdumuzu belirleyecek.
Hadiste: “Kişi sevdiğiyle beraberdir. ” buyurulur.
Ne diyelim!
Allah herkesi sevdiğiyle beraber eylesin.
[1] https://www.youtube.com/watch?v=4m38koDtnio